The Elder Scrolls V: Skyrim – İnceleme

Güzel oyunlara imza atan Bethesda Game Studios adlı firma, uzun bir hikâyeye sahip olan farklı bir oyunla karşımıza geliyor. The Elder Scrolls V: Skyrim – İnceleme yazımla detaylandıracağım.

Tabi zaman olarak elfler, ejderhalar ve bazı farklı ırkların hayal aleminde geçiyor aslında. Bir bakıma oyunda cengâver olarak lakabı “Dragonborn” olan baş karakterimizle, etrafta gelişen olaylara yönelik bir bakıma serbest olarak kendi seçiminizle bir kaderi sahipleniyorsunuz.

Büyücüler, farklı ırklar ve üstatlar oyuna çok güzel bir ahenk katsa da önceki serilerinden farklı olarak da grafiksel geliştirilmesi ile uzunca olan hikayesi.

The Elder Scrolls V: Skyrim : Oyunda Ejderhalar var

Aslında uzun uzadıya oyunun hikayesi çok kısıtlı ya da belirli bir kalıpta değil. Bu da büyükçe bir haritada çok fazla düşmanınızın olabileceğini gösteriyor. Eğer ki bazı güçleri ve özel yetenekleri kazanırsanız, bir bakıma da yiğit bir savaşçı oluyorsunuz.

Bu noktada baktığımızda da aslında hikâyeye bağlı kalarak hareket etmek istediğinizde, bir ırka yardım edip diğerine düşman olabildiğiniz için, ister istemez hikâyeden uzak bir yöne de girebiliyorsunuz. Bu da bazı durumlarda canınızı sıkabiliyor.

The Elder Scrolls V: Skyrim : Oyunu ister FPS, ister TPS olarak oynayın

Hatta oyunda öyle değişkenlikler olabiliyor ki bazen ejderhaların düşmanı olabiliyorsunuz, bazen de ejderhaların dostu. Yani belirli bir tarihe bağlı kalınmadan hayali karakter ve hikâye üretilip, oyuncunun kendi isteğine göre bırakılmış. En büyük problem ise oyundaki dilin çok ağır olması.

Yani eski zamana da uyarlama olarak çok eski bir kraliyet İngilizcesi kullanılmış. Oyun içerisinde de çok fazla kitap olduğu için de bazen gizli olan silahları da gözden kaçırmanız olası. Bu da oyundaki gizli hazinelerden yararlanamamanız anlamına geliyor. Büyük bir kayıp.

The Elder Scrolls V: Skyrim : Oyun uzun soluklu

Tabi oyunu bir youtube kanalından izleyerek oynarsanız bazı şeyleri görebilirsiniz fakat insanın kendi başına oynaması ve keşfetmesinin zevkini başka bir şey vermiyor. Türkçeleştirilmiş dil dosyaları da var ama ne kadar % kaç olduğu da malumdur gizemini korusa da %100 olduğunu iddia edenler bile bu ağır İngilizcenin neresini nasıl anladı o da bir şüpheli durum açıkçası.

Oyun çıkartılmadan önce büyük bir kitap da yazılmıştı aslında. Tabi kitap ile oyun arasında farklar var. Sakın kitaba göre oyuna başlamayın derim. Sonuçta kitabın hikayesini yönlendiren bir yazar var. Oyunda ise böyle bir durum yok.

Silah çeşitleri, çeşitli iksir bileşenleri, çiçekler, zırhlar ve birçok ekipman ile de oyun gerçekten zengin bir olguya sahip. Bu zenginliğin yanında saçmalıkları da mevcut aslında. Yolda ilerlerken bir anda karşınıza bir ruh çıkabiliyor ve sizinle savaşabiliyor. Ya da bir yaratığın ruhu veya bir büyücü elfin saldırısına uğrayabiliyorsunuz.

Bu da olmadık yerde oyun başınıza bela açabiliyor. Bu tarz çok durum olabiliyor, ama görevlere odaklanırsanız da en azından bazılarında size ilişmeyebiliyorlar.

Neyse genel olarak baktığımızda grafikleri, müzikleri ve serbest oynanışı ile güzel bir oyun The Elder Scrolls V: Skyrim. Ama ötesi değil. Yani bu oyunu hayalperest ve eski zamanları da orclar, yaratıklarla bir İngiltere olarak hayal eden İngiliz ergeni değilseniz çok da beğeneceğinizi sanmam.

Çünkü onlar hep bu konuda saçma sapan hayaller ile yaşamayı seven tipler. Sonuçta bizim tarihimiz bu dünyadaki en gerçek tarih değil mi?

İyi oyunlar…