

- Grafik
- Oynanabilirlik
- Sistem
- Zorluk
- Atmosfer
Silent Hill Homecoming İnceleme
1990’ların sonunda başlayan gerilim ve bilim kurgu oyunları o zamanlara bir bomba gibi düşmüştü adeta. Silent Hill Homecoming İnceleme yazıma başlıyorum.
Hele ki Capcom Resident Evil ile çıtayı ve devrimi başlatmış olsa da, Konami de bu konuya kayıtsız kalamazdı. Malum bu aslında bir savaştı korku oyunları arasında ve Konami bu büyük pastayı asla Capcom’a kaptırmak niyetinde değildi.
Bu sebeple de kendi geliştirdiği Silent Hill ile korku oyunlarında cinnet özelliğini ortaya çıkartarak, uzun süren bir serüvene, korku oyunu severleriyle buluşmuş oldu.
İşte bu serüvende bir çok farklı karakter ve olaylar ile seri şeklinde bir devam oyunu olan Silent Hill Homecoming, farklı bir hikaye ve geliştirilmiş bir grafik teknolojisi ile günümüze geldi. 2008 yılında satışa sunulan oyun, ilk olarak konsol severlere gelse de, bilgisayara çıktığında bir çok tepki ile karşılaştı.
Çünkü oyun konsol dan direk bilgisayara port edilmişti. Bu konuda aslında hata yaptığını sonradan anlayacak olan Konami ise, oyun severlere gerçekten büyük bir hayal kırıklığı yaşattığı bir gerçek. Çok uzun bir aradan sonra yeni bir yama çıkartsa da Konami, oyun severlerden bu hatanın telafisi konusunda elle tutulabilir bir olumlu geri dönüş alamadı.
Ama oyun gerçekten iyi kurgulanmış, grafik konusunda da gerçekten ciddi bir geliştirme sağlamış.


Silent Hill Homecoming : Bu hemşirelerin fiziğine aldanmayın, yoksa ölürsünüz.
Oyunda Alex adlı baş karakterimizle, evimize dönmek üzere yola koyuluyoruz. Eve girene dek bir çok olaydan yeni haberdar olduğumuz için de, sevdiğimiz bir kızın başına gelenler ve bizim de sonradan olayları çözmeye başladığımız anda da son kurban olduğumuzu öğrenerek, aslında kaderimizden kaçmak için büyük bir olaylar silsilesinde canımızı kurtarmaya çalışıyoruz.
Tabi aile üyelerimiz de bu olayın içerisinde olsa da, onları da bir süre sonra kurban olarak kaybediyoruz.


Alex’in evinin önü ne kadar da sisli değil mi ?
Önceki serilerde de oyunda bir şizofrenim-depresif bir yapı üzerinden oluşturulan hikaye, bu oyunda da mevcut. Zaten oyunda ilk 3 seride ise Henry ve Cybill karakterleri devamlı olarak yer alsa da, bu oyunda karakterler hem farklı hem de şehir başka bir mekan olarak yer alıyor. Kısa bir oyun olmadığını da belirtmekte yarar var.
Tabi Resident Evil tadındaki bulmacalar da oyuna farklı bir enstantane katmış durumda. Bu da oyunun tadının eski serilere göre aynı olduğu, hikaye ve karakterler ile mekan değişse de oyun akışındaki amaçların aynı olması, tabi bir de oyuncuyu müşteriden çok para basan bir zihniyette olmaması ( Capcom’un saçma sapan indirilebilir içerikler ile oyun fiyatının 2-3 katından fazla para ödetmesi de müşteriyi soyması anlamına geliyor ) aslında çok daha iyi bir duruşunun olduğunu gösteriyor Konami bu duruşu ile.


Lobotomi ve işkencelerin yapıldığı Glens’s Shephard Hastanesi.
Steam üzerinden de oynasanız, CD medya olarak da alsanız oyunla birlikte gelen bir başarım ya da bir indirilebilir içerik mevcut değil. Sadece oyun içerisinde bitirme zamanınıza göre, bazı ufak bulduğunuz ya da yaptığınız oyun içi hareketlere göre oyun size bitirdikten sonra ekstra silah veriyor. Bu da birden fazla oynamanıza olanak sağlıyor.
Hikayesi de güzel düşünülmüş olsa da, oyundaki en büyük grafiksel ve yapay zekası ise büyük bulmacada geçiyor. Sitedeki anlatımda eğer ki sırayı bozmadan yaparsanız emin olun sorunsuzca da geçebilirsiniz. Bunun haricinde büyük bir hatası yok. Eğer Silent Hill sever iseniz bence kaçırmadan alın derim. Tabi oyun müzikleri de gerçekten mükemmel.
İyi oyunlar…