

Mount & Blade II: Bannerlord – İnceleme
Türk oyunları konusunda zamanımıza kadar birçok farklı tür yapıldığını biliyoruz. Yalnız bu türlerin çok azı açık dünya stratejisi üzerine olmuştu. Mount & Blade II: Bannerlord – İnceleme yazımda değineyim.
Hatta ilk tür diyebileceğimiz bir oyun Mount & Blade serisi. Daha 2008 sonlarına doğru Mount & Blade adındaki ilk oyunu ile Türk oyun severleri heyecanlandırsa da sonraki üç oyun ile bir anlamda strateji severleri zaman zaman üzmüştü. Oyun içi hatalardan tutun, o kadar yeri fetih ile almanıza dünyaya diz çöktürmenize rağmen özellikle bir oyununda dünya krallığını elimde tutmama rağmen biri suikast ile kontrol ettiğim karakteri öldürüyordu.
Bu da bu oyun hakkındaki oynama şevkimi kırdığından bir daha ellememiştim bile. Açıkçası genel oyun dünyası mantığına, yapım ve hikâye sine uymuyordu bu durum.
Tale Worlds Entertainment daha o zamanlar son oyun olan Mount & Blade II: Bannerlord çalışmalarına başlamış. Tabi 3 yılda 3 oyun piyasaya sürdüklerinden, bir süre yeni oyun üzerinde çalışma kararı almışlardı. Tabi aradan neredeyse 9 yıl geçse de sonunda oyunu biz Türk oyun severlere beta sürümü ile buluşturmayı başardılar.
Belki de bu süreçte iki seçenekleri vardı; ya oyunu tam olarak bitirecekler sonra piyasaya süreceklerdi, ya da oyunu oyunculardan aldıkları geri dönüşler sonucunda geliştirmeye devam edip sonrasında bir tam sürüm haline getireceklerdi. Burada seçtikleri durum ikinci şık oldu ve beta ile karşımıza çıktılar.


Mount & Blade II: Bannerlord : Ordunuz ile düşmanlarınıza boyun eğdirin.
Açıkçası bu tarz bir oyunu sadece Tale Worlds Entertainment haricinde başka bir Türk oyun firması bırakın yapmaya fikri bile sanırım ağır gelirdi. Çünkü zamanın yanında geliştirici dinamik beyinlere, yetmeyeceği üzere de modelleme ve bu konuda dünyadaki oyunlar arasında fark yaratmak konusunda tarihi bilgiye ve büyük bir ansiklopedik devamlılığa ihtiyaç oluyordu.
Tabi en büyük strateji oyunlarından olan Total War serisi bunu tamamlıyor olsa da en büyük farkı Mount & Blade II: Bannerlord daha da detaylı ve hikâye tabanlı oluşu ile öne çıkıyor. Bu da aslında yapılmamışın, yapılamamışın yapılması demek.
Hani bir söz vardır “Türk’e imkansızı söyle, sonra köşeye geç izle” diye. Tabi Mount& Blade konusundan ilham alarak yapılmaya çalışılan yabancı firmalara ait oyunlar olsa da ne yazık ki Mount & Blade gibi bir tat veremediler.


Mount & Blade II: Bannerlord : Sizinle iş birliği yapanlara çok güvenmeyin
Her şeyden önce kadim tarihimiz sonucundan gelen bir kültür birikimi, çıkış noktası olmuş gördüğüm kadarıyla. Çünkü sadece strateji oyunlarında bu tür detaylar çok fazla işlenmez, bölge ve aşiretler sadece asker toplamak ve ele geçirmek fikri ile kısa ve dar tutulurlar.
Ama Mount & Blade’de böyle bir durumun yanında tarihimizi yansıtan bireyin hikayesi ile önce yavaş yavaş birliğini oluşturması hikâye devamında ise bu konuda seviye atlayıp koca kaleleri ve yurtları fethetmesi sonrasında adalet ile bu yerleri yönetmesi, elinde tutup ticaret yapabilmesi gibi detaylar büyük bir oyun olduğunu da bizlere kanıtlıyor.
Sadece Türk yapımı olması değil tabi ki, verilen 9 yıllık emeğin de sabır karşısında verdiği, oluşturduğu meyveleri görüyoruz. Sanırım başka yabancı büyük oyun firmaları bu kadar bekleyecek ne zamanları ne de bütçeleri vardı. Ama bunu Tale Worlds Entertainment başarmış durumda.


Mount & Blade II: Bannerlord : Oyunda size kafa tutan eşkıyalar da olacak
Oyunda grafik ve görünüm gerçek anlamda büyüleyici. Neden büyüleyici derseniz standart bir strateji oyununda bu detaylar bir yere kadar gelişmiştir ve devamında sizi pek tatmin etmez. Çünkü siz komuta ettiğiniz birliğinizi kalıplar halinde emir komuta ettiğinizde onlar o komutun dışına çıkmaz ve sabit olarak hareket ederler.
Fakat burada bir komut verdiğinizde asker hem sabit olarak hareket ettirilebiliyor hem de saldır dediğinizde tüm birlik olarak düşmanın peşinde toplu olarak koşturuyor. Bir de strateji oyunlarındaki gibi komuta etmenizin yanında oluşturduğunuz karakterinizin de savaş alanında sizin kontrolünüzle dahil olması tadından yenmiyor. Bu da klasik sınırlı olan stratejik yapımlardan sıyrılmasını biliyor.
Okların görünümü, silahların modellenmesi, atların modellenmesi, askerlerin ve karakterinizin eşyalarının detaylarına kadar düşünülmüş.
Tabi çevrimiçi oynamayı düşünüyorsanız da bunları öğrenmek zorundasınız ki fark yaratabilesiniz. Bunun haricinde zaten oyun Türkçe dil çevirisi ile geliyor. Birçok yerde “Arkadaş bu oyun Türk yapımı, neden tam olarak Türkçe değil” şeklindeki soruları duymuştum.
Şimdi şöyle ele alalım, siz bir oyun yapıyorsunuz ve bu oyun içerisinde koca bir ansiklopedik bilgi var, lakin bu oyunu yapacağınız enstrümanların hepsi temel olarak İngilizce kodlamadan geçiyor. Eğer ki temelinizi sağlam yapamazsanız, bırakın oyunu oynamayı daha oyunu açarken hatalarla karşılaşmanız doğaldır.
Bu önce İngilizce olan modelleme kodlaması ile temel sağlamlaştırılır, sonrasında o temel kaynak olan dil paketi üzerine alternatif dil olacak çeviriler eklenir ki kaynak bozulmadan insanlar oyun keyfini dünyanın her yerinde yaşayabilsinler. Yoksa direk bu şekilde girişilecek bir oyun daha da uzun bir süreyi kapsardı, artık bunu anlayın sayın milliyetçi oyun sever kardeşlerim.
Doğal olarak da ortanın biraz üstü bir sistem isteyen Mount & Blade II: Bannerlord diğer oyunlardaki gibi ufak grafik ve sistem hilelerine başvurmadan tam bir oyun olarak geldiği için bu konuda bu sistem gereksinimlerini istemesi kadar doğal bir şey yok. Oyun içerisinde birliğinizin savaşa girmeden önce kaç asker sayısı ile sınırlayacağınızı seçebiliyorsunuz.
Düşünsenize hem siz hem karşınızdaki düşmanınız toplamda 2000 adet asker karşılıklı tek bir bölgede savaşa tutuşuyorlar. Bu durum standart strateji oyunlarında kuş bakışı görünümünde hile ile geçiştirilebilir bir durum. Total War serisine bakarsanız orada bile belirli bir sayı sınırı görebiliyorsunuz.
Kaldı ki o tür strateji oyunlarında bile birden çok farklı asker türünün seçimini size bırakmadığı gibi, her bir birliğin de o oyunda manga olarak sayısı belirlidir. Fakat Moun & Blade II: Bannerlord’da ise bu sayı sınırı olmadığı gibi her türlü tek de kalmış olsa askeri rahatlıkla birliğinize dahil edip savaş alanına sokabiliyorsunuz. İşte küçük bir nüans da olsa Mount & Blade II: Bannerlord farkını ortaya koymayı biliyor.
Ben Bamsı diye bir karakter oluşturdum, soyadı kısmında ise Alp adını verdim. Bir krallığa dahil olduğunuzda bu hep sizinle geliyor olması tabi ki ayrı bir mutluluk veriyor oyun zevkinin yanında. Tabi daha oyun beta sürecinde ve birçok daha yeni şeyler gelecektir. Oyunun fiyatı konusunda ise ön sipariş ücreti ülkemize özel %20 indirimle gelmişti.
Şimdi ise duyduğuma göre bu indirimi kaldırdılar ve oyun ücreti diğer seçkin oyun ücretlerinin yarısı kadar. Tabi çok ucuz değil doğal olarak yeni çıktığı için ama bence indirimde kaçırılmayacak şekilde olacaktır.
İyi oyunlar…