

Wolfenstein: The New Order – İnceleme
Wolfenstein efsanesinin seri oyunlarına az çok aşina olmuşsunuzdur. Wolfenstein: The New Order – İnceleme yazımla detaylandırayım.
Önceki oyun olan Wolfenstein, Ağustos 2009 yılında çıkmasına karşın zamanının iyi grafiklerine sahip olsa da devrim niteliğinde geliştirme Wolfenstein: The New Order ile olmuş diyebiliriz. Önceki oyun Raven Software, Pi Studios ve Endrant Sutios ile birlikte geliştirilmiş, yayıncı olarak da Activision üstlenmiş.
Fakat zamanının grafikleri tek düze olsa da Bethesda Soft ve Machine Games Wolfenstein: The New Order’ı elden geçirip, sağlam bir hikâyeye uyarlamışlar. Grafiksel teknolojik gelişmeler de oyunun devrimsel değişimine ortak olmuş.
Genelde bir oyunun yakın tarih ile yapımından çok, ilk yapımından son yapımına kadar olan süreç ele alınır. Bunun sebebi ise her geliştirici firmanın oyuna kattığı ve zamanının teknolojileri ile aradaki farkın ortaya konulabilmesidir. Bu sebeple makası çok açık olan 1980’ler başındaki çıkan “Castle Wolfenstein oyunu ile yeni çıkan Wolfenstein: The New Order’ı kıyaslamadım. Arada gerçekten kıyaslanmayacak kadar büyük bir fark ve nesil farklılığı olduğu için.


Wolfenstein: The New Order : Çok farklı bir evrende geçiyor oyun
Wolfenstein oyununda 2009’daki senaryosunda aslında bazı şeylerin ufak ufak inşa edildiğini görüyoruz. Yani serinin yeni oyunları için bir anlamda hikâye inşa ettiler, bunu da en bariz şekilde Wolfenstein: The New Order’da göreceksiniz. Çünkü önceki oyunda sadece vur kaçtan daha çok, belirli ana görevleri yerine getirip, oyunun sonuna kadar düşmanları alt etmeniz gerekiyor.
Sonrasında malum yine mistik olgular içerisinde kalacak olan bir değişmez baş karakterimiz B.J. Blazkowicz’in topluluk olmadan sadece bağlantılar aracılığı ile ilerlediğini görmüştük.


Wolfenstein: The New Order : Oyunda askerler baş ağrısı
Wolfenstein: The New Order’da ise uçaklar arasında başlayan bir çatışmada oyuna başlayıp, topluluğumuzu da bu kurguda toparlayıp yine bir büyük Nazi kumandanının peşine düşüyoruz. Geçen süreç içerisinde ise subaylar, iri kıyım hantal bekçiler, askerler ve köpekler ile bol aksiyon dolu serüvene giriş yapıyoruz.
Devrim niteliğinde olan grafikler (Önceki oyuna göre), atmosferin oyun ile birebir uyumu, oynanabilirlik konusunda ise rahat ve kolay alışabileceğiniz tuş kombinasyonu mevcut. Merak etmeyin çok karmaşık bir tuş kombinasyonu istemiyor oyun sizden.


Wolfenstein: The New Order : Almanlar uzaya mı çıktılar?
Grafiksel geliştirmeye değinmek istiyorum. Bethesda gerçekten bir oyun için şans diyebiliriz. Brink adlı oyun ile adını sıkça duymuştum. Eğer Brink adlı oyun başka bir firmaya verilmiş olsaydı, emin olun çok hantal ve aşırı sistem gereksinimi olabilecek bir oyun olurdu. Ama Bethesda gerçekten bunu uzmanlığı ile halletti ve diğer geliştiricileri de seçerken yine karizmasını konuşturdu diyebilirim.
İşte Wolfenstein: The New Order’da bundan nasiplendi. Aşırı uç bir sisteme gerek duymamasına karşın, hızlı ve geçişken grafik tabanı gerçekten oyunda sizi rahatsız etmiyor. Aşırı kasma ya da yükleme süreleri yok.


Wolfenstein: The New Order : B.J. ve saz arkadaşları
Atmosfer olarak baktığımızda müzikler oyun içi aksiyonla uyumlu. Sıkmayan güzel bir ahenge sahipler. Düşmanlar doğal olarak akıllı ve bir anda saklandıkları yerden size ateş ederek şaşırtabiliyor ve topluca saldırıya geçebiliyorlar. Bu da sizi ortalık alanda savaşmamanıza olanak sağlıyor bir bakıma. Ama yeterince mühimmat ve silahınız varsa korkmanıza gerek kalmıyor. Büyük düşmanlar karşısında ise bilindik taktikler ile geçmeniz zor olmadığı gibi bazen oyun tek düzeye düşebiliyor.
Eğer ki ikinci dünya savaşı oyunlarını seviyorsanız, özellikle de Wolfenstein hayranıysanız, bence oyunu kaçırmayın derim. Oyun şu an Steam üzerinde Wolfenstein: The Old Blood oyunu ile birlikte 67 TL. Sadece tek oyunu almak istiyorum- Wolfenstein: The New Order bana yeter derseniz onun tek fiyatı ise 57,99 TL olarak satılmakta. Seçim size kalmış.
İyi oyunlar…