Resident Evil 4 Remake – İnceleme; Son yıllarda bir “Remake” ya da “Reboot” furyası aldı başını gidiyor. Güzel işler de çıkaran var, eline yüzüne bulaştıran da. Köklü oyunların yeni nesil denemelerini yapanlar da.
Hani bazı oyunlar vardır, sizde sağlam bir hatırı da mevcuttur. Koyu bir taraftarı olursunuz, duygusal bir hikâyeye kaptırma durumu da söz konusu olur. İşte o serilerden bir tanesi Resident Evil.
Lakin büyük firmalar hala ayaklarına doladıkları dinamitleri patlatmaktan, kendilerince “cesur” olduklarını adeta bağırmalarından bıkmadıkları gibi ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.
Sorun Nerede?
Olayın aslı 1996 yılında çıkartılan, Sony Playstation için “Exclusive” olarak piyasaya sürülen, hatta oyun dünyasında devrim yaratan bir oyun hikayesiyle, karakterleriyle kült olmuştu.
Böyle bir yapımı zamanının güç bela donanım ve teknolojisini zorlayarak başarmak, sanatçılarla iş yapan Capcom firmasının sadece “Street Fighter” oyunlarından fazlasını da başaracağını göstermişti.
Ama fazla para kazanmanın, bir şirketin dikine büyümesinin en büyük riski “aç gözlülük” günahını ortaya çıkartmasıdır. İşte bu oyunun da getirildiği nokta burası.
Neler vardı? Neler Değişti?
Başta dediğim gibi devrimsel bir oyunun çarçur edilmesi bu kadar kolay olmamalı. Shinji Mikami’nin Capcom firmasında çalıştığı sırada, Hideo Kojima Konami için ne yaptıysa o da aynısını yapmıştı.
Sonuçta korku oyunlarının seyrini değiştirmeye başlayan Shinji Mikami, Hideo Kojima gibi bir rakip ile dünyada oyun severlerin ufkunu çok farklı yerlere götürmüş ve çok takdirlerini kazanmışlardı.
Bu da doğal olarak bazı taşların yerinden oynamasının önünü açıyordu. Hiçbir şirket futbol takımı değildir. Bir deha şirketin önüne geçiyor diyerek o başarıyı yok etmemeli.
Ya Sonrası?
İşte gelinen noktada hikâye çöp, karakterler salt kendine kahraman bir yapıya büründürülerek, amaç daha fazla oyuncunun cebinden para çalarımın noktasına geldi.
Uzun olmayan DLC (İndirilebilir İçerik) paketleri ile oyuncuları salak yerine koymanın yanı sıra, çevrimiçi yapıyı da eline yüzüne bulaştırdı Capcom. Çevrimiçi oyuna girmesen ölür müydün?
Shinji Mikami Capcom’dan ayrılmak durumunda kaldı, sebebi ise belli, şirketteki egosu tavan yapmış olanlar kendi eksiklerini Shinji Mikami’de çıkartmak istediler. Aynısı Hideo Kojima’nın başına geldi.
Remake mi? Reboot Mu?
Shinji Mikami ayrıldıktan sonra güzel bir seri çıkarttığı “The Evil Within” ile yeniden oyun severlerin kalbinde taht kurdu. Ne kadar oyun içerisinde optimizasyon sorunu olsa da bu zamanla düzeltildi.
Hideo Kojima da Silent Hill’dan elini çekince, Konami saçmaladı. Yıllardır beklenen o Silent Hill ya da P.T. rafa kalktı. Silent Hill taraftarlarından ağız dolusu küfür yemeye devam ediyor Konami.
Capcom ise yeni oyun çıkartacak ya da seriyi gerçekten özgün haliyle ilerletecek zekâsı olmadığından, eski oyunları kendi saçma zihin dayatmasıyla oyunculara “Remake” adı altında kakalıyor.
Sevmek ya da Sevememek!
İlk 3 seriye baktığımda gerçekten çok ayrı bir oyun dünyasını görüyordum. Birbirleri ile bağlantılı, üç oyunun da sırasına göre dizdiğinizde anlamlı hikayesinin sağlam bağlantısı açıkça ortadaydı.
Ama ne zaman ki Resident Evil 4 gibi bir gudubet oyun çıktı 2000 yıllarının başında, işte o zaman oyun batmaya gidiyor dedim. Çünkü zombi olayı oyundan alınıp çöpe atılmış.
Saçma sapan canavarlar, yok ispanyollar, yok illimünaticiler, yok tarikatlar falan filan. Gerçekten Capcom kendini sevdirmemek için sınırları zorluyor.
Neden! Neden! Neden?
Ürünler farklı, düşünceler ayrı olmalı. Sen bir fiziki market ürünü değilsin ki ambalajını değiştirdiğinde daha fazla müşteri kazanasın değil mi?
Yani kimse diyemez ki korku oyunlarında zombi yerine canavar ya da köylü tarikatı olmalı. Filmlerinde bile hikayesini baz alarak zombi teması üzerine inşa edilmiş Hollywood yapımı çıkarttın.
Tabi filmde oyunların sıralamasını karıştırarak çorba yapmış olsa da Capcom, aksiyonu bol ama zombi temaları zayıf yapım olarak sonlandırmak zorunda kaldı. Hem de ana konusu oyunda bile yok!
Dedim ya dehayı kendi acizliğine bakmadan kendine rakip görme cehaletinde bulunursan, adama sorarlar “neden o zaman bu işe girdin arkadaş!” diye. Ama Capcom görüldüğü üzere paraya aşık.
İnceleme Öncesi Son Çıkış
Neresinden tutarsanız tutun, özgünlüğünüzü kaybederseniz benliğinizden olursunuz. Ben yine de Shinji Mikami ile çalışılmaya devam edilmesini isterdim gönülden.
Çünkü bir deha gerçek anlamda kendi ürettiğinin benzersiz olduğunu kendi değil, onu tüketenler bilir. Üretilen şey kitlede gerçekten etki bırakıyorsa onun adı zaten sanattır, tokatçılık değil!
Bir işi yapmadan önce hakkıyla yapamayacağını düşünüyorsa bir insan en başında bırakmalı, eğer bırakamıyorsa ve para için yapıyorsa zaten kendini çoktan paraya satmış demektir.
Oynanabilirlik
Sırf görünüm olarak eskiyi anımsatsın diye omuz kamera açısından üretilen görüş açısı mevcut. Tabi bu bazı durumlarda hantal kalmanıza sebep oluyor oyunda.
Bol aksiyonu olan bir oyunda ne güzel değil mi! Kontroller özellikle gamepad ile zorlayıcı, klavye ve fare ile oynanabilir seviyede. Bir de anlık olarak kare düşüşleri olmasa!
Standart bir oynanabilirlik söz konusu, zaten yeni nesil teknolojide böyle eski bir oyunu aynı şekilde gösterme çabası da Capcom’un zihniyetinin bir ürünü.
Grafikler
Oyunun kendine has RE Engine grafikleri olduğu gibi bu oyuna da yedirilmiş. Bazı ufak tefek şeyler olsa da sıkıntı olmayacağı kanısındayım.
Ama elinizde sağlam bir ekran kartı yoksa (En az Nvidia GeForce 1070) pek heveslenmeyin derim. Çünkü oyunun zevki orta halli bir ekran kartı ile çok çıkmıyor, çıkamıyor…
Oynadığım süre boyunca grafikler bir hata oluşturmadı, en azından oyunun takılacağı bir hata. Ama ani kare düşüşleri bazen gıcık olabiliyor. Çok uzun sürmese bile.
Atmosfer
Adında “Zombi” esintisi olup, içeriğinde saçma bir tarikatın şeytani müritleri olunca açıkçası çok bir atmosferden eser olmuyor be canım.
Yani aksiyon, araştırma, oyun içerisinde para kasma, silah geliştirme, ekipman toparlama. Başka ne var? Ne kaçırdım ki? Yani ilk çıkan oyun bile bu kadar kastırmıyordu.
Bazı büyük yaratıklar sizi ufak heyecanlara gark ediyor, ama fazlasına değil. Nerede o eski Tyrant kapışmaları? Son yaratık olarak geldiğinde “Acaba ölmeden geçebilecek miyim” korkusu yok!
Genel
İçerisinde zombi unsuru olmayan, bir önceki oyununda kurt adamları barındırmış, şimdi de salak bir tarikatın yaratığa benzer sürümlerini içeren oyundaki fiyatlamayı da göz önüne alalım.
İlk çıkış fiyatı 400-500 TL skalasında iken, oyun çıktıktan 1 hafta içerisinde 900 skalasına gelen, içeriğinde bu parayı hak eden bir unsur olmadığını ele alırsak büyük bir fiyasko!
Bırakın onu bunu da en azından gidin Dead Island 2 alın. Hem fiyatı daha uygun hem de kendine has farklı karakterleri olan hikâyeye sahip bir oyun almış olursunuz.
Sonuç
Yeni neslin ne istediğini bilememesi, eski neslin de neyin ne olduğunu bilmesi gibi bir zıtlık içerisinde “40 bin olumlu incelemesi var” denilen bir oyun değilmiş gibi söz ettim değil mi?
Gerçek şu cebinizdeki parayı çalmak için atılmış bir tuzak sadece. Emin olun değmez, değmeyeceği gibi bir şey de kazandırmayacaktır. Çünkü seri diye bir şey kalmadı artık Capcom sayesinde.
Bence hiç almayın, en azından videosunu izleyin. Paranızı daha faydalı şeyler için harcarsınız, kafanız rahat olur.
İyi oyunlar…
Oyundan Kareler
