17.1 C
İstanbul
27 Mart 2024
Image default
Oyun İncelemeleri

Die Young – İnceleme

Die Young – İnceleme
Die Young – İnceleme

Oyun dünyasında birçok karmaşık tür çıkartılmaya, denenmeye ve yok olmaya mahkûm oldu. Die Young – İnceleme yazımda detaylıca değineyim. Uzunca bir süredir aslında oyun içerisindeki bazı mekanikleri oyun türü olarak yutturmaya çalışan oyun firmaları oldu. Mesela sadece bazı konsolları ve kendi platformuna özgü olarak “Mirror’s Edge”, “Mirror’s Edge Catalyst” gibi iki güzide parkur oyunu yapıldı.

Tabi zamanının en farklı ve fark yaratan oyunlarındandı. Aslında bu tür oyunlar zekâ oyunları ile eş değer olmasına karşın en büyük farklılıkları ise diğer oyunlardaki gibi düşman baskısının aşırı olmaması. Hatta oyun size sadece parkur sekanslarına odaklayarak, bir sonraki bölüme ya da kademeye geçişiniz için serbest bıraktığı da oluyor, tabi burada iş sizin bakışınıza kalıyor.

Bir başka oyuna da bu durumu yedirdiler; “Dying Light”. Yani o kadar zombi içerisinde ve güçlü yaratıklarla kapışırken nedir bu parkur sevdası arkadaş? Bir yandan düşmanlar, diğer yandan belirlenen zaman baskısı, diğer yandan ise hayatta kalma savaşı. Birden fazla yükleme insanın sadece kendini yorması anlamına geliyor bu konuda. İşte düşmansız, zaman baskısız bir parkur-hayatta kalma oyunu “Die Young”.

Die Young - Oyunda parkur çok fazla var
Die Young – Oyunda parkur çok fazla var

Bazen firmalar fark yaratma adına gerçek anlamda işin ucunu kaçırıyor. Arkadaş hayatta kalma durumunu anlıyorum da nedir bu parkur sevdası? Biraz hikâye eklemişler, hatta deneme süreçlerinden sonra son zamanlarda elle tutulur bir hikayesi var diyebilirim oyunun. Düşmanlar sadece oyundaki insanlar olmayıp, hayvan ve haşerat da düşmanınız olabiliyor (evet fareler bile saldırıyor!). Bunun yanında bir de parkur ve bir yerlere tırmanarak geçmeniz gereken bölgeler var.

Sadece bölge ile kalsa çok iyi, evlere girdiğinize bir anlamda pişman oluyorsunuz. Çünkü oyun bir yerde “Mirror’s Edge” hissiyatı verirken, her düştüğünüzde “Stranded Deep” ya da “Forest” hissi veriyor. Bu da bir anlamda çakma bir oyun karşımıza çıkartıyor fikir olarak.

Zaten oyun “Indie Gala” olarak piyasada. Yani böyle üzerinde seçkin olarak uğraşılmış bir oyun değil. Bazen bu tür durumlara baktığınızda ya oyun içi mekaniklerinde sınıfta kalıyor ya da grafiksel anlamda çok berbat bir oyun ortaya koyuyor bu tür firmalar. Aslında bu oyunun yapımı görsel ve grafiksel anlamda başarılı. Fakat mekanik ve oyun fikri konusunda gerçekten sınıfta kalıyor. İşte her baharatı kazandaki kaynayan suya attığınızda ne yazık ki çorba olmuyor. Bu da böyle bir oyun.

Die Young - Oyunda düşmanlar sıkıntılı
Die Young – Oyunda düşmanlar sıkıntılı

Grafikleri güzel, modellemeleri ve çevresel doğa modellemeleri gerçek anlamda göze hoş geliyor. Düşman ve insan modellemeleri de gayet başarılı. Yapay zekâ eh işte dedirtecek türden olsa da doğaya aşık olabileceğiniz bir yapısı var. Tabi bu bir oyun için yeterli mi? Tabi ki hayır!

Atmosfer olayında doğa sesi yanında kullanılan müzikler nedense hep “Hard Metal” ya da “Hard Rock” şeklinde. Bilemiyorum hani bir satanist içeriği barındıran oyunlarda bu tür müzikleri anlarım da arkadaş sizce görüntü ile ses birebir uyuşuyor mu Allah aşkına? Bu konuda çok bir farklılık beklemeyin derim.

Oynanabilirlik konusunda joypad ve klavye ile standart bir oynayış keyfi alabilirsiniz. Özellikle parkur konusunda joypad ile oynamanızı tavsiye ederim. Klavye ile çileden çıkmanız olası çünkü. Diğer bir açıdan bakarsak aslında sadece parkur kısmında etrafı iyi kolaçan etmeniz gerekiyor ki atlayacağınız yerleri görebilesiniz. Aksi halde olduğunuz yerde yanlış sıçrayışlar sonucu tekrarlardan kaçamıyorsunuz.!

Die Young - Oyunda gizli yerlere gireceksiniz.
Die Young – Oyunda gizli yerlere gireceksiniz.

Düşmanlar kısmına değinmiyorum bile. Çok aşırı zor değiller, ama çok da kendinize güvenmeyin derim. Yahu bir kapışmada bir enerjin vardır ve etraftan enerji toplarsın eğer kaybın varsa. Burada hem düşmanla kapış hem de hayatta kalmak için farklı otlar falan toparla. Sırf sizi uğraştırmak için.

Hani daha başında oyunun hikayesi var demiştim. Evet hikâye bir genç kızın başından geçen olayla iniltili ve nedense erkek karakter seçilemiyor! Arkadaş hani kadın erkek eşitliği vardı? Sırf oyununuz satsın diye kadın figürünü öne atmak nedir? Yani o kadar saçma sapan olguyu bir yere koyup, güzel modelleme etrafına serpiştirmenizin üzerine bir de kadın sabit karakter ve hikayesi üzerinden prim yapmak mantıklı değil.

Sex sattırır” kafası ile yapılan her pazarlama artık çöp oldu. Biraz gerçekçiliğe önem verselerdi ve ayrıştırıcı olmak yerine bu konuda cinsiyet anlamında, daha sağlam bir mekanik üzerinde bu işi yüksek seçkin bir oyun çıtasına yükseltebilirlerdi.

Bu tarz oyunları pek oynamam, hatta sevmem. Ama sevenler elbette vardır ve alacaklardır. Fakat çok büyük beklentilere girmeyin derim. Hayatta kalma oyunları konusunda güzel bir çıtaya yükselen daha güzel oyunlar var, ama ille de parkur da olsun derseniz seçim sizin. Oyun şu sıra %50 indirim ile Steam’de satışta. Bir de “Die Young: Prologue” diye de farklı bir oyun olarak daha geliyor. İsmi farklı belki hikayesi de öyle ama karakterler falan hepsi aynı. Seçim size kalmış.

İyi oyunlar…

İlgili Yazılar

Max Payne – İnceleme

GamerAdmin

Welcome To The Game 2 – İnceleme

GamerAdmin

Horizon Forbidden West – İnceleme

GamerAdmin

Yorum Yaz

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu konuda sorun yaşamadığınızı varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul Devamını Oku