

Deus Ex: The Fall – İnceleme
1990’lardan bu zamana kadar gelen bir seri oyunu var; Deus Ex. Bu oyun ilk çıktığından bu zamana çok fazla değişim geçirmekle birlikte ana hikayesini çeşitlendirdi. Deus Ex: The Fall – İnceleme yazıma geçeyim.
Lakin 2010’lara gelindiğinde ise oyundaki yapılan değişimler oyun severleri çok sevindirmişti. Öncelikle eski zamanlardaki karakterimiz çok daha güzel bir modelleme ile günün grafik teknolojileriyle uyumlu ve güzel harmanlanan oyun hikayesi ile adeta heyecandan insanları daha çok oynamaya teşvik ediyordu.
Tabi Eidos Montreal geliştiriciliğinde Square Enix yayıncılığında çok güzel bir oyundu “Deus Ex: Human Revolution”. Fakat sonrasındaki ara devam oyunu olan “Deus Ex: The Fall” için aynı şeyi söylemek abesle iştigal olurdu.
Öncelikle baktığınızda sanki oyunu yapan firmanın ve dağıtımcı firmanın cebinde hiç para kalmamış da hızlıca çıkartıp milleti tokatlamaya yönelik bir dandik oyun olmuş hissiyatını veriyor. Diğer yandan da zaten önceki oyundaki “Adam Jensen” karakteri ile oyunda değilsiniz. Bu da üzücü bir durum zaten. Eğer ki ara devam oyunu yapacaktınız da neden arkadaş Rusları oyunun odağına koyuyorsunuz? Saçma!


Deus Ex: The Fall : Grafiklere aldanmayın
Yani kafalarına göre bir günah keçisi aramışlar ve onu da Ruslar olarak belirleyip sinekten yağ misali onların üzerine anlamsız bir hikâye serpiştirmişler. Hele ki oyun içerisindeki kontrol mekanizması tamamı ile bizden gitmiş durumda. Yani önceki oyunda birçok özelliği rahatlıkla ayrı ayrı kullanabilirken bu oyunda yeni bir tuş haritası yapmışlar.
E haliyle yeni oluşuma alışmak zor. Hele ki bir sene sonra çıkartılan bu yeni oyunda arkadaş neyi amaçladınız da bir sürükleme bir hikâyeye bağlantı tutturamadınız? Yazık gerçekten. Eğer ki sırf milletten para tokatlamak için yapmışlarsa emin olun son paralarını da çöpe attıkları ortada. Yani kimse alıp da Deus Ex oyun zevkini bu oyunla yaşayamaz, o sebeple de zaten çok da satılmadığı ortada.


Deus Ex: The Fall : Oynanış çok farklı değil
Grafiklere girmeye gerek var mı bilmiyorum ama çok fazla şişirilen bu oyun ilk zamanlarında o kadar çok hata içeriyordu ki, bırakıp kenara attım diyebilirim. 2014 nere, 2020 nere. 2020 içerisinde oyunu tekrar yüklerken “İnşallah hikâyeyi ve hataları düzeltmişlerdir” kafasıyla oyuna tekrar başlama isteği geldi. Ama bilesiniz ki çok kötü bir yardım ekranı mekanizması eklemişler.
Diğer yandan sıradan ufak tefek hatalar giderilmiş ama aynı saçma hikâye olduğu yerde duruyor. Bu da oyundaki şevkimi kırmaya devam ediyor açıkçası. Grafikler konusunda ise hala bir geliştirme yok, hatta oyuna girdiğinizde emin olasınız ki “Deus Ex: Human Revolution” dakinden daha kötü. Yani yapılıp kenara atılmış, üvey evlat muamelesi gören bir oyun.
6 yılda değiştirilmeyen gereklilikler ve sistem olduğuna bakarsanız bundan sonra da geliştireceklerine de pek imkân vermiyorum. Sonuçta en son çıkarttıkları bir diğer oyun olan “Deus Ex: Mankind Divided” üzerine yoğunlaşıp, oyunculardan güzel geri dönüşler aldılar.


Deus Ex: The Fall : Tuş dağılımı
Oynanabilirlik ise vasat denecek kadar kötü. Çünkü eski sistemi değiştirilen oyunda eskisi gibi silahlar ve gizlilik arasında hızlı bir seçenek için zaman vermiyor.
Ya gideceksiniz kabak gibi adamın arkasından yaklaşıp öldüreceksiniz, ya da bazı menzilli gözüken silahları kenara bırakıp (özellikle yaylı ok ve elektrikli silahlar menzil kısıtlamasına takılıyor!) tabanca ya da otomatik silah ile işinizi halledeceksiniz.
Çok kötü gerçekten, sözüm ona silah çeşitliliği getirmişler ama mesafeye dayalı limitleri de olmasa çok iyi olurdu. Hatta bazen oyunda ok attığınızda saçma sapan bir şekilde olmayan bir nesne okunuzun hedefe gitmesini engelliyor! Evet çok saçma değil mi! Bu da oyununuzun içine ediyor açıkçası.
Yahu arkadaş telefon için yapılan oyun neden bilgisayara da entegre edilmek istenir ki? Bırak öyle kalsın. Zaten cep telefonlarından daha yüksek sisteme sahip olan konsol makinelerindeki portlar bile saçmalarken acaba bunu yapmak istediklerinde hangi kafayı yaşıyorlardı? Genel anlamda kötü. Paranızı çöpe atmayın derim.
İyi oyunlar…