

Call Of Juarez: The Cartel – İnceleme
Öyle bir oyun düşünün ki Red Dead Redepmtion oyununun ilk çıktığı zamanlarda daha bilgisayar ortamına gelmemiş olan eski batı oyunları furyasının başlangıcını daha Call Of Juarez oyunu ile tanışanlar bilirler. Call Of Juarez: The Cartel – İnceleme yazımda detaylandırayım.
Belki de Red Dead Redemption oyununun ilhamı olabilir Call Of Juarez. FPS olarak çıktığında çok beğenilmişti ve ses getirmişti.
Hatta ikinci oyunu olan Call Of Juarez: Bound in Blood oyunu çıktığında çok fazla hata içerdiği için yerden yere vurulmuştu. Özellikle de düello anındaki aksiyonda anlık bir hata çok sinir bozucu olduğundan oyuncular pes edip şikâyet yağdırmaya başlamışlardı Steam de.
Fakat o dönemlerde bir furya vardı ki oyuncuları bilgisayar ve konsol oyuncuları diye ikiye ayırmış, üstüne de oyun yapımcılarını da bu baskı altında alternatif platformlara da aynı anda hızlıca oyun yapmaya zorlamıştı. Tabi dönemin en büyük hataları ise Xbox ile Play Station konsollarının kapışması altında, en son dereceye itilen bilgisayar platformu olmuştu.
Bunun rezaletini de doğal olarak oyuncular çekmişti. Biraz eski olanlar bilir, öyle bir dönemdi ki konsollara yapılan oyunlar belirli bir satış rakamına ulaştıktan sonra bilgisayar oyuncularına san üvey evlatlarmışçasına hiç doğru düzgün test edilmeden, hatta belki de hiç yüzüne bakılmadan bir sistem aracı ile port edilerek bilgisayar oyuncularına satılmıştı.
Bunların en başında ise Silent Hill: Homecoming adlı oyun geliyordu. Doğal olarak Call Of Juarez oyunu da bu rezalete o dönem katıldığı için bilgisayar oyuncuları tarafından yerden yere vurulmuştu. Sonrasında ise dersini almış olacak ki üçüncü oyunla bilgisayar oyun severlerinin gönlünü almayı başardı.


Call Of Juarez: The Cartel : Oyunda bayağı bir entrika var.
Oyunun önceki serileri 1800’lerin ortalarında geçiyordu. Fakat bu üçüncü oyunda ise günümüze uyarlanmış çok farklı bir hikâyeye sahip olarak geldi. Amerika’da bir polisi canlandırıyoruz ve iki ortağımız da bizimle çalışıyor. Tabi bu süreç içerisinde bolca aksiyon, ihanet, rüşvet ve kan olacak. Ben oyunu bir bakıma Kane & Lynch’e benzettim. Ama daha sağlam bir senaryosu var. Üstelik sürükleyici de.


Call Of Juarez: The Cartel : İç karakter de farklı hikayeye sahip
Techland aldığı dersten baya ibretlik durumlar çıkartmış olacak ki bu oyuna sağlam girişmiş. Tabi port hatasını da telafi edip düzelttiğinden daha sağlam bir zemine oturmuş hissi veriyor oyun. Sanırım o dönemi atlatan oyun yapımcı ve geliştiricileri büyük bir kâr için bilgisayar oyuncularına üvey evlat muamelesi yaptıklarından, bilgisayar oyuncuları da bariz bu hatayı yapan firmaların birçoğunu affetmedi.
Tabi o firmaların bazıları da büyük firmalar tarafından para kazanamadıkları için yutuldular. Ya satın alındılar ya da kendileri şirketleri satmak zorunda kaldılar. Ama daha yeni yeni anlıyorlar ki en büyük veli nimetleri bilgisayar oyuncularıdır oyun dünyasında.


Call Of Juarez: The Cartel : Oyundaki mekanlar iyi
Oyunun grafikleri 2011 yılına göre gayet başarılı. Zaten oyun esnasında fark ediyorsunuz, biraz daha son 5 yıla yakın bir hava estiriyor. Ama yine de beklentiyi çok yüksekte tutmamak lazım. Çünkü eski oyun olsa da bir sürpriz yaşatabilir. Ama en azından sorun yaşadığınızda internet üzerinde arama yapacağınız zaman 7 yıllık bir geçmiş içinde sorunun çözümünü hızlıca bulacağınıza eminim.


Call Of Juarez: The Cartel : Çatışma sahneleri güzel
Atmosfer gayet iyi ve hikâye ile uyumlu. Disko sahnesi, bir anda değişen aksiyon sahneleri gibi durumlar sizi heyecanlandırıp bir kaostan diğerine atacak. Oyunun müzikleri de güzel. Zaten çevre etkileri de sizi tatmin edecektir.
Hatta 2012 yılında bile Amazon üzerinden dijital olarak satın alınabiliyordu. Fakat görünen o ki tüm platformlarda oyun kaldırılmış. O sebeple bir fiziksel medya üzerinde satışta bulursanız alın derim. En azından farklı bir hikâye içeriği ile aksiyonu yaşamak iyi bir deneyim olacaktır.
İyi oyunlar…