Kalıplaşmış bir tür “Point & Click” tarzının atalarından olan “Broken Sword”’u hatırlayanlarınız vardır. Broken Srowd 5 – The Serpent’s Curse – İnceleme yazımda buna değineyim.
Hatta Play Station’ın seçkin olarak yayımladığı ilk oyunu “Broken Sword – Shadow Of The Templars” oynamayanlar varsa bence hiç durmadan edinip oynamaya koyulsunlar derim. Sonuçta gerçek anlamda macera ve hikâye tabanlı bu türün efsanesi arasında demek yanlış olmayacaktır. Tabi seri olarak devam eden oyunun son oyunu bu beşinci olan ise aslında çok meşakkatli yollardan geçerek bilgisayarlarımıza girdi desek yalan olmaz.
Revolution Software Ltd. firması, bu seriye başladığında normal olarak teknolojilerin değişeceğini, hatta bu türün sistem konusunda çok fazla bir gereksinim istemediği sebebi ile cep telefonu ve tabletlere bile geleceği konusunda belki de pek düşünmüyorlardı. Hatta daha zaman olacağı konusunda düşünmüş de olabilirlerdi.
Fakat kazın ayağı ne yazık ki öyle olmadı. Bildiğiniz üzere birçok oyunun alternatifi ya da muadili olarak cep telefonlarına da uyarlanabilmesi, özellikle “Point & Click” türü hızlıca tablet ve telefonlara aktarılabiliyor olma kolaylığı sebebi ile dördüncü oyundan sonra çıkacak olan beşinci oyun için kara kara düşünmeye, hatta platform seçimi konusunda bile kararsız kaldıklarını “Kick Start” üzerinden dile getirerek, oyunculardan maddi konuda bağış beklediği bile oldu.
Bu türün yapımı kolay gözükse de unutmayalım ki dünya ekonomisi ve günün şartlarına göre bazı şeyler yetersiz kalabiliyor. Mesela siz bir ayakkabı üretimi için sadece bir mühendis ya da bir sanatkardan model alıp onu otomasyon makinesinde saatler içerisinde binlerce adet üretebilirsiniz.
Fakat iş kalem ve çizimden ileri geliyorsa bu çok zor. Çünkü oyunun karakterleri bir grup içerisindeki ressamlığın ötesinde yeteneğe sahip olanlardan çıktı ise siz oyunun devamı konusunda yine bu grubu elinizde tutmak, maddi ve manevi olarak da desteklemek zorundasınız.
Tabi biraz eski tür geleneksel bir iş modeli gibi gözükse de “Broken Sword” severlerin aynı hissi, aynı oyun tadını alabilmesi için çok büyük bir etken. E diğer taraftan bunların üzerine güncel gelişmiş teknolojiyi de eklerseniz hem geri kalmayacak hem de oyunun lezzetini aynı şekilde vermek durumunda kalacaksınız.
Ne kadar zor değil mi? Dışarıdan “Ya adamlar zaten milyonları kazanıyor. Neden yapmıyorlar anlamıyorum arkadaş!” demenin kolay olduğunu varsayarak, bu oyunu oynamış kişilerin diğer büyük firmalardaki gibi saçma sapan kısa süreli hikayeden sonra çoklu oyunculu moda kastırıp, oyuna verdiğiniz paranın iki ya da üç katı kadar da cebinizden daha fazla parayı almaya çalıştığını düşünürseniz, bu tarz ufak kendine münhasır firmaların gerçek anlamda hikaye ürettikleri için uzun zamanlara ihtiyaç olduğunu, bazen sadece tek bir oyun çıkartmadıklarını, bu başarılı grubu da ellerinde tutmak için çok çaba sarf ettiklerini unutmayın.
Neyse, ufak hatırlatmadan sonra biz devam edelim. Oyun bu zorluklara nazaran önce tabletlere çıktı. Sonrasında istenilen gelir elde edildiğinde bilgisayarlar ile oyuncularla tanıştı. Aslında bir devrim de yaptı oyun firmalarının parasal anlamda kanalize edilmesi açısından.
Bu durum aslında para değildi oyuncunun tarafından bakıldığında, bu oyuncunun sevdiği firmayı gerçek anlamda sahiplenmesiydi ve yanında durmasıydı. Eğer ki firmalar yeterince samimi ve içten olduğunu ortaya koyabilirlerse oyuncular da hiç çekinmeden bu firmaların ürünlerini bağış adı altında para göndererek dahi yardımcı olup firmanın batmasını ortadan kaldırırlar.
İşte bunu bizzat Revolution Software Ltd. firmasına yaptı oyuncular ve başarılı da oldu. Şimdi oyun yine aynı konseptinde ve devam hikayesinde ilerlemeye gidilmiş. Bu da zaten istenen oyunun atmosferini oyuncuyla buluşturmuş. Oyun bir tablo ile başlıyor ve Paris’te yine George Stobbart & Nicco Collard ikilisinin maceraya atılmasıyla devam ediyor. Yani yine aynı karakterler, aynı seslendirmeler, farklı senaryo ve farklı maceralar. Tabi bu sefer 2D motorunun yeni teknolojik yapısıyla birlikte.
İlk oyundaki kara kalem 2D’nin renklendirilmesi ile oluşan grafikler, yeni oyunda yarı 3D bir platform hissi veriyor. Tabi oyun yine bilindik mekaniklere sahip, bulmacalar ve gizemli durumlar olduğu gibi oyuna eklenmiş. Atmosfer yine muhteşem. Özgün müzikler, duruma göre replik ve mimikler oyunun zenginliğini yine bizlere gösteriyor. Bu en büyük artı bir oyunda, sebebi ise bu tür oyunlar bir anlamda kitap gibidir.
Her adımda bir sürpriz ya da bulmaca çözme sizin de aklınızda bir “Arthur Conan Doyle” mantığı bırakır. Sonuçta “Sherlock Holmes” kitap dizisinin dünyada ünü bellidir. Seslendirmeler konusunda biraz daha temiz ve vurgulu konuşmalara yer vermişler. Bu da daha anlaşılabilir bir diksiyon ile oyunu kavrama açısından önemli bir etki diyebilirim.
Sıkı bir “Broken Sword” hayranıysanız, özellikle hikâye içeren oyunları seviyorsanız, seriyi tamamlamak açısından da gerçek manada biçilmiş kaftan “Broken Sword 5 – The Serpent Curse”. Fiyatı konusunda yine muadillerinden ucuz, hatta hatırlatmamda yarar var ki oyun ilk zamanlarda bölüm bölüm çıkıyor, bölüm başına sizden para istiyordu. Fakat şimdi hepsi bir arada tek bir paket olarak satılıyor. Özellikle de önceki serilere sahip olanlar %50’ye varan indirim ile kaçırmasınlar.
İyi oyunlar…
Oyundan Kareler
